Kendinizi tanıtır mısınız? Adınız ve soyadınız nedir?

Selamlar! Adım Nika Gedevanishvili. Gürcistanlıyım ve doğduğumdan beri Tiflis'te yaşıyorum.

ATÜ Duty Free'deki göreviniz nedir, bu görevde ne yapıyorsunuz?

Şu anda ATÜ Duty Free'de Düzenleme Uzman Yardımcısı olarak görev yapıyorum ve rafların düzenlenmesi, ürün teşhirlerinin düzenlenmesi ve bakımından, ürünlerin fiyatlandırılmasından ve mağaza envanterinin izlenmesinden sorumluyum.

Dünyanın herhangi bir yerinde yaşayabilecek olsaydınız, nereyi neden seçerdiniz?

Gürcistan'dan sonra dünyanın herhangi bir yerinde yaşama fırsatım olsaydı, İsviçre'nin Cenevre kentini seçerdim. Bu seçimimde doğal çevresi ve çarpıcı güzelliği etkili oldu. Aynı anda nefes kesici karla kaplı dağ zirvelerine, yemyeşil otlaklara ve vadilere tanık olabilirsiniz. Cenevre ayrıca yeni bir hayata başlamak için zengin bir şehir, çünkü uzun zamandır yüksek maaşları, istikrarlı ekonomisi ve uygun vergi oranlarıyla zengin yabancıları cezbediyor.

Kendinizle ilgili değiştirmek istediğiniz bir özelliğiniz var mı? Ve neden değiştirmek istersiniz?

Kendimle ilgili değiştirmek istediğim bir özelliğim, gereğinden fazla düşünceli olmam. Bazen bazı şeyleri çok fazla düşünüyorum. Bazen her şeyi geride bırakmanız ya da hızla ilerlemeniz gerekiyor ama bu özelliğim nedeniyle çoğu zaman sakin ve sessiz bir şekilde düşünmek için yapılan ya da söylenen şeylere dönüp bakmam gerekiyor.

En çok gurur duyduğunuz, en sevdiğiniz özelliğiniz nedir?

Özellikle gurur duyduğum bir özelliğim de gözlerimdeki bakış. Bu beni öne çıkarıyor, çünkü bence insanlar tek kelime etmeden gözlerimdeki tüm duyguları görebiliyorlar. Ayrıca duygularım, kişiliğim ve sağlığımın yanı sıra, gözlerimin de bağlılık ve ilgi düzeyimi ortaya koyabileceğini düşünüyorum.

Hayattaki en büyük korkunuz nedir?

Hayattaki en büyük korkum kaybetme korkusu. Bu korku beni derinden etkiliyor, çünkü sevdiklerimi kaybetme korkusunun onlarla birlikte olmanın verdiği hazdan daha yoğun olduğu anlar oluyor.

Keşke sahip olsaydım dediğiniz bir yetenek var mı?

Keşke sahip olsaydım dediğim bir yetenek var, o da resim yapmak. Resim yapmanın bir yaşam biçimi olduğu bir ailede büyüdüm. Ailemin her üyesi bir sanatçıydı ve evimiz onların eserlerinin canlı renkleri ve dokularıyla doluydu. Başka bir deyişle, sanatı ve sanat içeren her şeyi seviyorum. Gittiğim her müze sadece estetik duyarlılığımı şekillendirmekle kalmadı, aynı zamanda görsel hikaye anlatımının derin nüanslarını da içime işledi.

Geçmişten veya günümüzden en sevdiğiniz tarihi kahraman kimdir?

Her zaman en sevdiğim tarihi kahraman Lorenzo De’ Medici'dir. Kendisi 15. yüzyılda Floransa'da yaşamış bir devlet adamı ve sanat hamisiydi. Sanatsever bir kişi olarak onun hakkında takdir ettiğim şey, sanatı himaye etmesi ve İtalyan Rönesansı için yaptığı çalışmalardır.

Bir arkadaşta en çok hangi niteliklere değer verirsiniz?

Konu anlamlı arkadaşlıklar kurmak olduğunda, kalıcı ve tatmin edici bağlar kurmanın temelinde bazı nitelikler önemli. Bir arkadaşta değer verdiğim en önemli niteliklerden biri güvenilirlik. Bu kişi verdiği sözleri tutan ve gizliliğini koruyan kişidir.

Kendinizle ilgili tek birşey değiştirecek olsanız, neyi ve neden değiştirirdiniz?

Bir özelliğimi değiştirebilecek olsaydım, bu mükemmeliyetçiliğim olurdu. Bu durum genellikle yüksek standartlar ve olağanüstü başarı ile ilişkilendirilse de, bazı önemli dezavantajları da oluyor. Örneğin, başarısızlık ya da özeleştiri korkusundan kaynaklanan stres ve kaygımın arttığı zamanlar oluyor. Sanırım her zaman daha iyiye ve daha güzele yönelmemin nedeni de bu.

Boş zamanlarınızda yapmayı en çok sevdiğiniz aktivite nedir?

Boş zamanlarımda en sevdiğim aktivitelerden biri tenis oynamak. Günlük rutinime her ara verdiğimde hevesle beklediğim bir uğraş. Benim için aynı anda hem fiziksel zindelik, hem zihinsel fayda hem de sosyal etkileşim anlamına geliyor.

Hayattaki en büyük pişmanlığınız nedir?

Hayatta hiç pişmanlık duymadığımı görüyorum. Bu bakış açısı, her deneyimi yolculuğumun değerli bir parçası olarak benimseme yaklaşımımdan kaynaklanıyor. Felsefem, her seçim ve deneyimin bugün olduğum kişiye katkıda bulunduğu inancına dayanıyor.

Kendinizi en mutlu hissettiğiniz yeri ve zamanı bizimle paylaşır mısınız?

Hayatımın en mutlu anlarından biri Saint Moritz'de geçirdiğim bir kış tatili sırasındaydı. Burası manzara itibariyle karla kaplı görkemli zirveler ve el değmemiş göllerle çevriliydi. Her sabah berrak, masmavi gökyüzüne ve Alplerin beyaz manzarasına bakmak nefes kesiciydi. Oraya gitmek benim için uzun zamandır bir hayal olmuştu.

Hayatınız boyunca sizi motive eden bir sloganınız ya da mottonuz var mı?

Hayat sloganım "Kurarsan, gelirler". Bu slogan, 1989 yapımı “Field Of Dreams ” adlı filmden geliyor. Beni her zaman motive ediyor, çünkü bu ifade, bir şey yaratmak için harekete geçmenin, inanç ve vizyona sahip olunduğu sürece başarı veya tatmin sağlayabileceği fikrini ortaya koyuyor. Değerli bir şey yaratmak için yatırım yapar ve bunun değerine inanırsanız, başkalarının bunu fark edip takdir edeceğini ve bunun da olumlu sonuçlara yol açacağını vurguluyor.